Şehrin en işlek caddelerinden birinde, sadece 20 metrekarelik bir dükkanda, bir ustanın hayat hikayesini yazdığına tanıklık ediyoruz. Bu küçük dükkan, sadece bir işyeri olmanın ötesinde, bir kültürün ve baba mesleğinin nesilden nesile aktarıldığı sıcak bir yuva. Ahşap işçiliği, ustalık ve geleneksel zanaatların en güzel örneklerini yansıtan bu mekan, bölge halkının gözünde adeta bir irfan merkezi haline gelmiş durumda.
Bu hikayenin kahramanı, çocukluğundan beri babasının yanında yetişen Yasin Usta. Baba mesleği olan ahşap işçiliği, onun sadece geçimini sağlamış değil, aynı zamanda yaşamına anlam katmış. “Babam burayı açtığında daha çocuk yaşta idim. Onunla birlikte çalışmak, öğrenmek benim için bir tutku oldu” diyor Yasin. Mahalledeki herkesin tanıdığı bu dükkanda, Yasin’in babası Ahmet Usta, yıllarca kelebek kanatlarına kadar ince işçilikle ahşaptan çeşitli objeler üretmiş.
Yasin Usta, babasının mirasını yaşatmak ve gelişen teknoloji ile geleneksel zanaatı buluşturmak amacıyla işini sürdürüyor. “Ahşap, doğal bir malzeme. Her parçası farklı bir hikaye anlatıyor” diyen Yasin, işine olan tutkusunu şöyle ifade ediyor: “Müşterilerimle aramdaki bağ, yalnızca ticari değil. Her biri için özel ve anlam dolu parçalar üretmeye çalışıyorum.” Bu yaklaşım, onu sadece bir zanaatkar değil, aynı zamanda bir sanatçı haline getiriyor.
Büdük ahşap kullanarak yerel ağaç türlerinden çeşitli ürünler üreten Yasin Usta, sürdürülebilirlik konusunda da duyarlı bir yaklaşım sergiliyor. “Ahşap, doğayla barışık bir malzeme ve doğru şekilde kullanıldığında yıllarca sürebilir” diyor. Bu bilincin bilinciyle hareket eden Yasin, yerel ağaçları tercih ederek hem çevreye zarar vermiyor hem de bölgesel ekonomiyi destekliyor.
Dükkanda yapılan her parça, Yasin Usta’nın elinden geçtikten sonra yeni bir hayat buluyor. Sandalyeler, masalar ve çeşitli hediyelik eşyalar, yalnızca işlevsellikleriyle değil, aynı zamanda estetik yönleriyle de dikkat çekiyor. Yasin’in özgün tasarımları, sosyal medya platformlarında hızla yayılarak, onun işine olan ilginin artmasına neden oluyor. “İnsanlar, sadece aldıkları ürünle değil, duygusal bir bağ kurarak geliyorlar. Bu, zanaatımın ayrılmaz bir parçası” diyerek sözlerine devam ediyor.
Yasin Usta, geleneksel zanaatın modern dünyadaki yerinin sorgulanmasına da dikkat çekiyor. “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte birçok el sanatına olan ilgi azaldı. Ancak ben inandığım ve tutkuyla yaptığım işime bağlı kalacağım” diyor. Uzun vadede, dükkanını geliştirmek, daha fazla insana ulaşmak ve geleneksel el sanatlarını canlandırmak hedefleri arasında.
Günümüzde, Yasin Usta gibi ustaların hikayeleri giderek daha fazla önem kazanıyor. Yalnızca bir işyeri değil, aynı zamanda geleneklerin ve kültürel mirasın yaşatıldığı bu tür dükkanlar, yerel ekonomiler için de büyük bir katkı sağlıyor. Kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin geri dönüşü için umut verici bir örnek teşkil eden bu dükkanda, Yasin Usta’nın mücadelesi, pek çok gence ilham kaynağı olmaya devam ediyor.
Sonuç olarak, Yasin Usta ve onun 20 metrekarelik dükkanı, sadece bir işyerinin ötesinde, bir kültürel mirası yaşatma çabası. “Baba mesleğimin verdiği sorumluluğun bilincindeyim ve onu daha ileriye taşımak için var gücümle çalışacağım” diyor Yasin Usta. Geçmişle bugünün birleştiği bu küçük mekan, gelecekte de aynı sevgiyle anılacak ve varlığını sürdürecek.