Son günlerde artan konut fiyatları ve kira bedellerinin yanı sıra, barınma sorunları Türkiye'nin en büyük gündem maddelerinden biri haline geldi. Bu bağlamda, bir dede ve torunları, yaşadıkları gecekondu önünde gerçekleştirilen eylemle dikkatleri üzerine çekti. “Tahliye etmeyin!” çağrısında bulunan aile, hem kendi haklarını savundu hem de toplumsal barınma sorununa dikkat çekti. Eylemlerinin temel nedeni, kendilerine ait olan bu mülkten tahliye edilmeleri durumunda sokakta kalacak olmalarıydı.
Gecekondu önünde yapılan eylemde, dede ve torunları, sadece kendi yaşam alanlarını değil, benzer durumda olan tüm ailelerin haklarını koruma çabası içinde olduklarını ifade ettiler. Dede, “Biz burayı yıllardır kendi emeğimizle yaptık. Geçimimizi burada sağlıyoruz. Bir yerde yaşamaya çalışmak bu kadar zor olmamalı,” diyerek yaşadıkları zorlukları aktardı. Konuya dair etraflıca konuşan torunları ise, “İnsanlar sokakta kalma korkusuyla yaşıyorlar. Biz de bir gün bu durumla karşı karşıya kalabiliriz.” sözleriyle barınma ihtiyacının her birey için ne kadar kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz hafta düzenlenen eyleme destek olmak için çevre sakinleri de katıldı. Herkesin hayatında bir gün tahliye korkusuyla yüzleşme ihtimalinin bulunduğunu belirten aktivistler, bu tür olayların kapıda olduğunu ve toplumsal dayanışmanın önemine dikkat çekerek, “Bir araya gelmezsek, dün akşam yaşananlar bize de olabilir,” diyerek başladıkları konuşmalarda, herkesin hakkını koruyabilmesi için bir araya gelerek seslerini duyurmaları gerektiğini ifade ettiler.
Türkiye genelinde birçok aile, kira fiyatlarının fahiş artışı ve konut bulma zorluğu nedeniyle benzer sıkıntılarla karşı karşıya. Dede ve torunlarının eylemi ise bu duruma bir ışık tuttu. Özellikle yaşlılar ve çocukların barınma sorunları, devletin acil olarak çözmek zorunda olduğu bir mesele haline geldi. Ev sahipleri ve kiracılar arasında artan gerilim, sık sık tartışmalara yol açarken, hak savunucuları bu durumu ortadan kaldırmak adına çalışmalara devam ediyorlar.
Dede ve torunlarının yaşadığı bu durum, diğer ailelere örnek olabilecek birçok dersi içinde barındırıyor. Barınma hakkının bir insan hakı olduğu gerçeği, bir kez daha hatırlatılıyor. Herkesin güvenli bir şekilde yaşamaya hakkı var ve bu hak için mücadele etmek de sosyal sorumluluğumuz. Dede ve torunlarının cesur duruşu, yalnızca kendi yaşamlarını değil, aynı zamanda gelecekteki nesillerin yaşam alanlarını da korumak adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu tür eylemlerin yapılması, toplumda daha geniş bir farkındalık yaratabilir ve çeşitli kuruluşların dikkatini çekebilir.
Evlerini kaybetme korkusuyla baş başa kalan ailelerin sayısındaki artış, özellikle genç nesiller için etkileyici bir durumu gözler önüne seriyor. Gençlerin ve ailelerin bu kaygılı halleri, sosyal medya üzerinden yaydıkları farkındalık çalışmalarıyla daha da geniş kitlelere ulaşmakta. Tahliye edilmeme talepleri, sadece kendi yaşam alanlarını korumanın ötesinde, sosyal adaletin sağlanması için atılan önemli bir adım olarak kaydedilmektedir.
Bütün bunlarla birlikte, dede ve torunları gibi birçok ailenin cesur duruşları, sadece var olan sorunları göstermiyor; aynı zamanda hak arama mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu da net bir şekilde ortaya koyuyor. Barınma hakkı, insanlığın temel ihtiyaçlarından birisidir ve bu hakkı savunmak, toplumun her kesiminde ortak bir sorumluluk olmalıdır. Dede ve torunları, eylemleriyle sadece kendi hikayelerini değil, birçok benzer durumda olan ailenin de sesi haline geldiler. “Tahliye etmeyin!” çağrısı, geride birçok hikaye bırakmıştır ve toplum adına önemli bir farkındalik yaratılmasına da öncülük etmiştir.