Türkiye'nin iki büyük şehri İstanbul ve Ankara, İmamoğlu’na yönelik son dönemlerde artan baskılara karşı öğrencilerin organize ettiği kitle eylemlerine ev sahipliği yaptı. Öğrenciler, İmamoğlu'nun destekçileri olarak sokağa çıkarak hem diploma iptallerini hem de gözaltılara karşı tepkilerini dile getirdiler. Bu olay, Türkiye genelinde gençlerin siyasi meseleler karşısındaki duyarlılıklarını ve katılımlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, son aylarda yaptığı çıkışlarla dikkat çekti. İmamoğlu’nun siyasi rakipleri, onu çeşitli nedenlerle hedef almayı sürdürürken, gençler onun yanında durma kararı aldı. İstanbul Üniversitesi ve Ankara’daki diğer üniversitelerden gelen öğrenciler, gözaltına alınan arkadaşlarına ve diploma iptali gibi keyfi uygulamalara karşı güçlü bir şekilde karşı durdular. Eylemler, her iki şehirde de kalabalık grupların katılımıyla gerçekleştirildi ve gençlerin adalet arayışını simgeledi.
Öğrenciler, protesto sırasında, “Diploma iptallerine son!” ve “Gözaltılar bizim sesimizi susturamaz!” sloganları attılar. Bu eylemler sırasında polis, bazı öğrencileri gözaltına aldı ve bu durum, eylemlere daha fazla katılımı teşvik etti. Öğrenciler, gözaltına alınan arkadaşlarının serbest bırakılması ve eğitim haklarının korunması adına daha fazla dayanışma gösterme kararı aldılar. Eylem alanında yer alan gençler, medyaya verdikleri demeçlerde, kendilerini temsil eden bu tür baskılara karşı birlik olmaları gerektiğini vurgulayarak, diplomalarının iptal edilmesinin gençlerin geleceğini kararttığını belirttiler.
Öğrencilerin gösterdiği bu cesaret, sosyal medyada da geniş yankı uyandırdı. Hashtag kampanyaları ile desteklenen eylemler, gençlerin siyasi bilincinin arttığını ve daha aktif bir rol üstlenme isteklerini gözler önüne serdi. Eğitim hakkının gasp edilmemesi gerektiğini savunan gençler, Türkiye’nin geleceğine yön verme potansiyelini taşıyor. Bu eylemler, yalnızca İstanbul ve Ankara’da değil, tüm yurtta gençlerin toplumsal olaylara olan duyarlılığının ne kadar yüksek olduğunu gösterdi.
İmamoğlu’na yönelik bu baskılar, birçok kişi tarafından demokratik hakların ihlali olarak değerlendirilirken, öğrencilerin bu eylemleri, insan hakları ve özgürlüklerin korunmasının ne denli önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Her iki şehirde de gerçekleştirilen protestolar, gençlerin seslerini yükseltme ve adalet arama yönündeki kararlılıklarını net bir şekilde ortaya koydu. Bu olaylar, bir siyasi mücadelenin ötesinde, gençlerin kendi hakları ve geleceği için verme kararı aldıkları bir dönemin başlangıcını temsil ediyor.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara'daki bu eylemler, yalnızca İmamoğlu'na destek vermekle kalmayıp, öğrencilerin barışçıl bir şekilde haklarını talep etme yeteneklerini de gösterdi. Onlar, diplomasız bir gelecek istemediklerini ve her şart altında mücadele edeceklerini ifade ediyorlar. Bu tür eylemlerin, Türkiye genelinde nasıl bir etki yaratacağı ise, ilerleyen günlerde netlik kazanacak.