Son dönemlerde tüketicilerin en büyük kaygılarından biri yüksek gıda fiyatları oldu. Özellikle sebze ve meyve fiyatları, birçok aile için bütçe dengesini zorlamaya başladı. Market raflarında kilosu 150 lirayı aşan ürünler, vatandaşların alışveriş listelerinde öncelikli yerini kaybetmesine yol açtı. Ancak, bu olumsuz tabloya karşı sevindirici bir gelişme yaşandı. Yeni hasat döneminin başlamasıyla birlikte, fiyatların düşmesi bekleniyor. Bu durum, hem üreticiler hem de tüketiciler için yeni bir umut ışığı olarak değerlendiriliyor.
Pazar ve marketlerdeki yüksek fiyatlar, özellikle temel gıda maddelerinde ciddi bir artışa neden oldu. Genel olarak sebze ve meyve fiyatları, geçen yıla göre %50'nin üzerinde artış gösterirken, bazı ürünlerin fiyatı 150 lirayı dahi aşıyor. Bu durum, özellikle dar gelirli ailelerin bütçesini zorladı. Alışveriş yaparken daha dikkatli davranmaya başlayan tüketiciler, fiyat-performans dengesi gözeterek alışverişlerini yapıyorlar. Özellikle, mevsimsel olan ürünlerde yüksek fiyatların yanında alternatif tedarik kaynakları arayışına girmeleri, tüketim alışkanlıklarını köklü bir şekilde değiştirmeye başladı. Bu noktada yerel pazarlar ve çiftçi pazarları, daha uygun fiyatlarla tüketicilere hizmet sunarak oldukça ilgi görüyor.
Yeni hasat dönemiyle birlikte, birçok sebze ve meyvenin bol miktarda üretileceği öngörülüyor. Uzmanlar, hava koşullarının favori ürünlerin yetişmesine olan katkısıyla hasat miktarlarının artacağını ve bu durumun piyasalara olumlu yansımasını bekliyor. Özellikle domates, patates, soğan ve yeşil biber gibi temel gıda maddelerinin fiyatlarının düşmesi yönünde belirgin bir iyileşme olacağı tahmin ediliyor. Bu durum, hem tüketicilerin hem de üreticilerin yüzünü güldürecek. Hasat sürecinin başlamasıyla birlikte, tarım üreticileri de mahsullerini taze şekilde pazara sunarak rekabetçi bir fiyat politikası oluşturacak. Bu sayede gıda enflasyonunda daha olumlu bir seyir bekleniyor. Üreticiler, ürün fazlasını daha uygun fiyatlarla tüketiciye ulaştırarak hem kendi karlarını artırmayı hem de piyasanın dengelenmesini hedefliyor.
Özellikle tarım ürünleri ithalatında görülen zorluklar, yerli üretimin önemini ön plana çıkardı. Son yıllarda yerli üretime yapılan yatırımlar, Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeterlilik oranını artırma çabalarına katkı sağlamaktadır. Yeni hasat ile birlikte bu sürecin hızlanması bekleniyor. Üst düzey uzmanlar, mevcut durumun fiyat istikrarı sağlamada kritik bir rol oynayacağını ifade ediyor. 2023 hasat döneminin genel anlamda tarım sektörüne olumlu etkiler yapacağı ve tarımda sürdürülebilir büyüme için yeni fırsatlar sunacağı öngörülüyor.
Son olarak, tüketicilere önerimiz; fiyatların düşmesini beklerken yerel üreticileri desteklemeye devam etmektir. Yerel ürünlerin tüketimi, hem çiftçiyi destekler hem de yerel ekonomiye katkı sağlar. Bu dönemde sağlıklı ve ekonomik beslenmek isteyenler için ürünlerin tazeliği ve mevsimselliği kaydedilmesi gereken öncelikli unsurlar arasında yer alıyor. Böylece, kırsal kalkınmayı da destekleyerek gıda fiyatlarının düşmesine katkıda bulunmuş olacağız.