Türkiye'nin kuzeybatısında, İstanbul ve çevresinde sıkça gündeme gelen olası Marmara depremi, birçok kişi için kabus gibi bir senaryo olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar, bu bölgede özellikle 300 bin civarında binanın risk altında olduğu konusunda uyarılarda bulunuyor. Depremin gelmesi durumunda, bu binaların çoğunun yıkılma riski bulunuyor. Henüz hazırlıksız olan toplum, bu konuda daha fazla bilgi sahibi olmalı ve gerekli önlemleri alma konusunda harekete geçmelidir.
Marmara Bölgesi, yüksek yapıların ve yoğun nüfusun bir arada bulunduğu bir alan olarak, depremler bakımından en riskli bölgelerden biridir. Türkiye'deki sismik aktivitenin büyük bir kısmı bu bölgede gerçekleşmektedir. Bilim adamlarına göre, Marmara bölgesini etkileyebilecek 7.0 ve üzeri büyüklükte bir depremin meydana gelmesi oldukça muhtemel. Bu tür bir deprem, başta İstanbul olmak üzere, çevre şehirlerde de büyük yıkıma neden olabilir.
Uzmanlar, bu potansiyel tehlikenin altını çizerken, İstanbul’da bulunan 300 bin civarında binanın depreme dayanıklılığının sorgulanması gerektiğine dikkat çekiyor. Bu binaların çoğu, yapı yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmemiş veya eski tarihlerde inşa edilmiştir. Dolayısıyla, olası bir depremde büyük bir can ve mal kaybı yaşanabilir.
Geçtiğimiz yıllarda meydana gelen önceden uyarılar, Marmara'da bir deprem olasılığının arttığını göstermekte. Deprem öncesi hazırlıkların ve bilinçlendirme çalışmalarının artırılması gerektiği vurgulanmakta. Bölgedeki birçok sivil toplum kuruluşu ve belediyeler, bu konuda vatandaşları bilinçlendirmek amacıyla çeşitli kampanyalar düzenlemektedir.
Olası bir deprem durumunda can ve mal kaybını en aza indirmek için hazırlık yapmak son derece önemlidir. Evlerde ve iş yerlerinde alınacak önlemler, ağır yıkım yaşanan binaların sayısını azaltabilir. İşte deprem öncesi ve sonrası içinatılması gereken bazı önlemler:
Tüm bu önlemler, olası bir Marmara depreminin etkilerini azaltmak adına hayati önem taşımaktadır. Yerel yönetimler ve devlet, bu konuda aktif rol almalı ve deprem gerçeğiyle yüzleşilmelidir. Bireyler de kendi güvenliklerini sağlamak için adımlar atmalıdır. Unutmamak gerekir ki; hazırlıklı olmak, hayatta kalmanın anahtarıdır.
Sonuç olarak, İstanbul ve çevresindeki 300 bin binanın durumu, Marmara bölgesinde meydana gelebilecek bir deprem için büyük bir tehlike arz ediyor. Bu binaların çoğu, yaşanan depremler sırasında büyük zarar görebilir. Dolayısıyla, bu konu ile alakalı olarak yetkililerin daha fazla önlem alması ve halkı bilinçlendirmesi büyük önem taşımaktadır. Toplum olarak, olası bir afet durumuna karşı hazırlıklı olmak, hem yıkımı en aza indirecek hem de can güvenliğimizi sağlayacaktır.