Türkiye'nin tarihine ve kültürüne tanıklık etmiş olan Nezihe Makar, 131 yaşında hayata gözlerini yumdu. Doğum tarihi 1892 olarak kayıtlara geçen Makar, yalnızca uzun yaşamıyla değil, aynı zamanda aktardığı anıları ve yaşam hikayesiyle de dikkat çekiyordu. Hayatı boyunca birçok zorlukla karşılaşan Makar, genç yaşta annesini kaybetmiş, ardından Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne geçiş sürecine tanıklık etmiştir. Bu süreçte edindiği deneyimler ve anıları, sadece kendi ailesi için değil, tüm toplum için önemli birer miras niteliğindeydi.
Nezihe Makar, uzun yaşamının sırrını sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve düzenli bir yaşam biçimi olarak açıkça ifade etmişti. Genç yaşlardan itibaren tarım ile uğraşmış, organik gıdalar tüketerek doğal bir yaşam tarzı benimsemiştir. Ayrıca, ailesiyle birlikte günlük yürüyüşler yaparak hem fiziksel hem de mental sağlığını korumayı başarmıştır. Yapılan röportajlarda sık sık "Huzurlu bir yaşam, sağlıklı bir bedene giden yolda vardır," diyerek genç nesillere mesajlar vermiştir.
Nezihe Makar'ın hayatına dair en çarpıcı anekdotlardan biri, Türkiye'nin birçok siyasi ve sosyal olayına tanıklık etmiş olmasıdır. 1914'te Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle başlayan kaos ortamında, Makar’ın çocukluğu Devlet-i Aliye’nin son dönemlerine denk gelmiştir. Yaşadığı köyde, savaşın etkilerini ve ardından gelen Kurtuluş Savaşı'nı gözlemlemiştir. Ailesi, savaş sırasında zorluklarla başa çıkmaya çalışırken, Nezihe Hanım da her zaman umut dolu bir yapıyı korumayı başarmıştır. "Unutulmaz anılarım var, ama en önemlisi her zaman umutlu kalmayı başarmaktır," diyerek yaşadığı dönemler hakkında düşünceleriyle ilham vermiştir.
Hayatının son dönemlerinde, Makar, yaşadığı bölgedeki genç nesillere deneyimlerini aktararak onların yaşam perspektiflerini geliştirmelerine yardımcı olmuştur. Yaşamı boyunca birçok kadın, onun hikayelerinden ilham alarak güçlenmiş, kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiştir. Makar, kültürel değerlerin korunması ve aktarılmasının önemine her zaman vurgu yaparak "Gelecek nesillere köklerimizi unutturmamak için çokça çalışmalıyız," demiştir.
Nezihe Makar, özellikle yaşlılık bekleyişi ve saygısı üzerine önemli görüşler ortaya koymuş; yaşlıların toplum içinde daha fazla saygı ve sevgi görmesi gerektiğini savunmuştur. Ölümü sonrasında, Makar’ın yaşlılık konusunda ortaya koyduğu bu anlayış, birçok belediyenin ve toplumsal kuruluşların dikkatini çekmiştir. Makar'ın hayatı boyunca aktardığı değerler, onun ölümünden sonra bile yaşamaya devam edecektir; çünkü saygı, genç nesillerin büyüklerine duyduğu saygının ve öğrenme arzusunun bir yansımasıdır.
Nezihe Makar'ın hayat hikayesi, yalnızca kendi bireysel deneyimleriyle sınırlı kalmamış, Türkiye’nin sosyal ve kültürel evriminin de bir parçası haline gelmiştir. Uzun yaşamı ve sağlıklı yaşam sırlarıyla, genç yaşta kaybettiği hayallerin peşinden koşarak, yalnızca kendi hayatında değil, çevresindekilere de umut aşılayan bir figür olmuştur. Makar’ın ardında bıraktığı derin izler ve hayat dersi, onu tanıyanların kalplerinde daima yaşayacaktır.
Sonuç olarak, Nezihe Makar, yaşamı boyunca insanlığa örnek olmuş bir birey olarak, Türkiye’nin en yaşlı kadını unvanını taşımaktan öte, zihinlerde ve gönüllerde daima yaşayacak bir anı olarak hatırlanacaktır. Onunengın hayat hikayesi, yalnızca bireylerin değil, tüm toplumun kolektif hafızasında önemli bir yer edinecektir.