İnşaat sektörü, her ne kadar ülkemizin ekonomik büyümesine önemli katkılar sağlasa da son derece tehlikeli bir alan olma özelliği taşıyor. Son olarak, bu tehlikenin bir örneği, bir inşaat sahasında meydana gelen trajik bir kaza ile kendini gösterdi. Yüksekten düşen bir işçi, hastaneye kaldırılmasına rağmen hayata tutunamadı. Olay, hem çalışma koşullarının sorgulanmasına neden oldu hem de birçok işçinin güvenliği açısından kaygıları artırdı.
Kaza, geçtiğimiz günlerde İstanbul'da bir inşaat projesinde yaşandı. Sabaha karşı saatlerde meydana gelen olayda, inşaat işçisi, çalışma sırasında yüksek bir yapıdan aşağı düştü. Çalışma arkadaşları hemen durumu fark ederek sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen ambulans, işçiyi en yakın hastaneye kaldırırken, kurtarma ekipleri de durumu kontrol altına aldı. Fakat, yapılan tüm müdahalelere rağmen işçi hayatını kaybetti.
Yetkililerin yaptığı açıklamalara göre, kazanın sebebi olarak yüksekten çalışırken alınması gereken önlemlerin yeterince uygulanmaması gösterildi. İş güvenliği standartlarına uyulmadığı ve gerekli koruyucu ekipmanın sağlanmadığı ortaya çıktı. Her yıl dünya genelinde meydana gelen iş kazalarının büyük bir kısmı, bu gibi ihmallerden kaynaklanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, inşaat sektörü en fazla iş kazası yaşanan sektörlerin başında geliyor. Bu durum, hem işçilerin hayatını riske atmakta hem de ailelerinin geleceğini tehdit etmektedir.
Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin artırılması büyük önem taşıyor. Çalışma Bakanlığı’nın, inşaat sektörü için hazırladığı mevzuatlar ve standartlar, iş verimliliği kadar işçi güvenliğini de sağlamayı hedefliyor. Ancak, bu standartların denetimi ve uygulanması noktasında ciddi eksikliklerin olduğu gözlemleniyor.
Uzmanlar, inşaat alanlarında en az 3 temel güvenlik kuralının uygulanması gerektiğini ifade ediyor. Bunlar; işçilere güvenli çalışma ortamı sağlanması, koruyucu ekipmanların düzenli olarak kontrol edilmesi ve iş kazalarının olası risklerinin eğitimlerle en aza indirilmesidir. Ayrıca, işverenlerin bu kurallara uyması ve denetimlerin sıkı yapılması şarttır. Aksi takdirde, hem iş kazaları artmaya devam edecek hem de daha çok hayat kaybı yaşanacaktır.
Bunun yanı sıra, ne yazık ki, kaza sonrası ailelerin yaşadığı travma ve maddi kayıplar da göz ardı edilmemelidir. Yüksekten düşme gibi kazalarda hayatını kaybeden işçilerin aileleri, genellikle uzun süreli bir maddi ve manevi kayıpla karşı karşıya kalıyor. Yasal süreçler ve tazminat talepleri de bu süre zarfında ailelere ek yük getiriyor. Dolayısıyla, iş güvenliği sadece bir işçi sağlığı meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olarak da ele alınmalıdır.
Gelecekte bu tür kazaların önüne geçebilmek için, toplumda iş sağlığı ve güvenliği bilincinin artırılması şarttır. Eğitim programlarının güçlendirilmesi, hem işverenleri hem de çalışanları bilinçlendirecek önemli bir adım olacaktır. Ayrıca, inşaat sektöründeki çalışanların haklarının korunması adına sendikal faaliyetlerin de desteklenmesi gerekmektedir.
Son olarak, bu acı olayda hayatını kaybeden işçiye Allah’tan rahmet, yakınlarına ise sabırlar diliyoruz. Umarız ki, bu tür kazalar bir daha yaşanmaz ve inşaat sektöründe çalışan işçilerin hayatı, daha güvenli bir hale getirilir.